Belediyelerin bu konuda özel sektöre yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu işin içinde olan bir firma olarak belediyelerin de bir ayağının içinde olması gerektiğini  her yerde söylüyoruz. Kentsel dönüşümün önünün açılması için belediyelerin öncülük etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Her toplantıda her yerde söylediğimiz şu; belediyelerin “planlama” noktalarında katkısı olması gerektiğini  ve şu anda da gündemde olan 0,50 emsalin toplantılarda kamu alanlarında tartışıldığını biliyoruz ama bu önemli adımın bir sonraki sürecini tam net göremiyoruz. Çünkü bu bir süreç, planlama, mecliste kabulü, daha sonraki itirazlar ve hukuki yönü gibi uzun bir süreç... Bu önemli gelişme ile başlayacak yeni süreci tam olarak sağlam bir zemine oturtabilirseler kentsel dönüşümün de önünün açılacağına inanıyoruz.  Dolayısı ile belediyenin de vermiş olduğu 0,50 emsalin bu işin tetikleyici noktasında önemli olduğunu biliyoruz.

Dönüşüm sektöre nasıl bir hareketlilik katar?
İnşaat sektörü zaten ekonominin lokomotif sektörlerinden biri olarak görüldüğü için olumlu yönde olacağına inanıyorum. Binaların yıkılıp yeniden yapılması ülkenin ekonomisi düşünüldüğünde çok iyi birşey değil belki ama ekonomiyi canlı tutmak yönünde katkısı büyük. İnşaat sektöründe 50 kalem iş var.  Ciddi anlamda işsizliğe çare olan bir sektör. Devlete olan katkısı yönünden de önemli bir kol. Alınan raporlar, binaların ne kadar çürük olduğu insanların sanki kaderlerine terkedilmiş olduğu yönünde bir algıya kapılıyorsun bunu herkes biliyor ama Kentsel Dönüşüm sürecinin en sağlıklı formülünü doğru adımlarla oluşturmamız gerekiyor.  Hızlı bir şekilde fazla zaman kaybetmeden ikinci bir 17 ağustos depremi yaşanmadan bu ülkenin bunu başarması gerekiyor. Başaramadığımız zaman bunun faturaları daha ağır olacak. En önemlisi can kaybı, canın karşılığını bulamazsınız. Bu anlamda ciddi olarak bu işin üzerinde kafa yorarak, tüm firmalar, belediyeler ve bakanlık hızlı bir yol alınabilmesi için herkesin gerekli gayreti göstermesi gerekiyor diye düşünüyorum.